5 110
![]() |
Mutezile mezhebinin temel ilkeleri (usul-i hamse, beş esas) nelerdir? |
Mutezile mezhebinin beş temel iklesi vardır: tevhid, adalet, el menzile beynel menzileteyn, va'd ve'l va'id, emru bi'l-ma'ruf ve'n-nehyu ani'l-münker
Mutezile kendi içinde kollara ayrılsa da (Basra ve Bağdat ekolü gibi) tamamının üzerinde ittifak ettiği, Mutezile denildiğinde akla gelen ve mezhebin ana karakterini oluşturan beş ilke vardır.
Beş esas (usul-i hamse)
Mutezile'nin inanca dair ilkeleri beş temel esas üzerine kurulur. Bunlar:
Tevhid, Allah'ın bir ve eşsiz olmasıdır. Bu konuda İslam mezhepleri arasında bir ihtilaf yoktur. Mutezile tevhid ilkesine kendine has bazı açıklamalar getirmiştir.
Müslümanlara göre Allah adildir, zülum işlemez, haksızlık etmez (Nisa:40). Mutezile, adalet prensibini insanın iradesi bağlamında ortaya koymuştur.
Mutezile'nin büyük günah işleyenin durumu hakkındaki görüşlerini bildiren ilkedir.
Adalet ilkesinin doğal bir sonucu olarak:
Her mezhebin ortak görüşü olan bu ilke Mutezile için temel inanç esasların birisidir.
Beş esas (usul-i hamse)
Mutezile'nin inanca dair ilkeleri beş temel esas üzerine kurulur. Bunlar:
- Tevhid
- Adalet
- El menzile beynel menzileteyn
- El va'd ve'l va'id
- El emru bi'l-ma'ruf ve'n-nehyu ani'l-münker
Tevhid, Allah'ın bir ve eşsiz olmasıdır. Bu konuda İslam mezhepleri arasında bir ihtilaf yoktur. Mutezile tevhid ilkesine kendine has bazı açıklamalar getirmiştir.
- Allah zatında ve sıfatlarında birdir. Allah'ın sıfatları yoktur, yalnız zatı vardır. Allah zatının aynıdır. Allah'ın bilmesi, görmesi, işitmesi, kudreti zatı iledir.
- Allah'ın eli, yüzü, istiva etmesi gibi ifadeleri mecazi anlamlarıyla anlamışlardır. Aksini iddia etmek Allah'ı yarattıklarına benzetmek olur. Mutezile, bu türden ifadeleri akla ve mantığa uygun şekilde te'vil etmişlerdir.
- Allah mekandan münezzehtir. Uzunluk, derinlik, genişlik gibi boyutlar; ön-arka, sağ-sol, üst-alt gibi yönler ona isnat edilemez. O, duyularla algılanamaz, ahirette de gözle görülemez (En'am-103).
- Allah yaratılmışlara benzemez. Doğmamış ve doğrulmamıştır (samed).
- Allah kadimdir (başlangıcı olmayan, ezeli), başlangıcı ve öncesi yoktur. Kadim oluşunda da benzeri yoktur, tek kadim olandır.
- Allah'ın sıfatları O'dan ayrı olarak kadim değildir. Aksi durumda "kadim varlıkların çokluğu (teaddüd-i kudema)" sorunu ortaya çıkar.
- Allah'ın zatından ayrı bir kelam sıfatı da yoktur. Yani "kelamullah" olan Kur'an-ı Kerim de mahluktur, sonradan yaratılmıştır.
Müslümanlara göre Allah adildir, zülum işlemez, haksızlık etmez (Nisa:40). Mutezile, adalet prensibini insanın iradesi bağlamında ortaya koymuştur.
- İnsan sorumlu olması için (mükafat ya da ceza alabilmesi için) fiillerini kendisi yapmalıdır. Bu durumda, insan iradeye (bir şeyi yapıp yapmama gücüne) sahiptir, özgürdür ve kaderini kendisi belirler. Ezelden yazılmış bir kader yoktur. Bu görüş, kötü işleri kadere yükleyerek sorumluluktan kaçan Cebriyye'ye karşı bir tepkidir.
- Allah insanın iradesine müdahale etmez, kullarına güçlerinin yetmeyeceği bir şeyi teklif etmez, aksi bir durum Allah'ın adil olmasıyla örtüşmez.
- Allah kötü (şer) olanı yaratmaz ve emretmez. Kötü işler Allah'tan çıkmaz, bunları insan yapar. Kötülüğün kaynağı insan olmasaydı cezalandırılması adaletsizlik olurdu.
- "salah-aslah" meselesi olarak bilinen ilkeye göre iyi, hayırlı ve faydalı şeyleri yaratması Allah'a vaciptir.
Mutezile'nin büyük günah işleyenin durumu hakkındaki görüşlerini bildiren ilkedir.
- Büyük günah işleyen ne mü'min ne kafirdir, iman ile küfür arasında iki mertebe arasındadır.
- Bu mertebenin adı fasıklıktır.
- Bu kişiler tevbe ederlerse mü'min olarak cennete gidebilirler. Tevbe etmeden ölürse ebedi cehennemlik olur fakat azabı kafirlerden daha hafiftir.
Adalet ilkesinin doğal bir sonucu olarak:
- Vaad, Allah'ın iyi işler yapanları ödüllendireceğini söz vermesi. (Zilzal:7)
- Vaid, Allah'ın kötü işler yapanları cezalandıracağını söz vermesi (Zilzal:8)
- Vaad ve vaid Allah için vaciptir (haktır), Allah sözünden dönmez.
- Tevbe etmeyen bir kişi Allah tarafından bağışlanmaz.
- İnsanlar özgür iradeleriyle cenneti (mükafatı) ve cehennemi (cezayı) hak eder.
Her mezhebin ortak görüşü olan bu ilke Mutezile için temel inanç esasların birisidir.
- Bu ilke iyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak demektir. Bunu yapmak her müslüman için zorunludur (farz olan bir görevdir).
- Al-i İmran:104 bu ilkenin delillerinden biridir.
- Zülme karşı çıkma, adil olmayan yönetime karşı isyan etme hatta gerekirse güç kullanma bu ilke bağlamında ortaya atılmıştır. Bu yönüyle ilkenin siyasi bir yönü de vardır.
Bu alana not ekleyebilirsiniz.
Başka bir sorunuz mu var?
Yorumlar (1)

Katılıyor musun? 00
Mutezile adını nerden almıştır?
08.05.2023